Kadın adaylara oy verme eğilimi: Cinsiyet ayrımcılığı mı dayanışma mı
ABD’de yapılan bir akademik araştırma, profesyonel derneklerde kadınların kadın adaylara daha yüksek oranda oy verdiğini ortaya koydu. Erkeklerin tercihi ise daha değişken.

NBER araştırması, profesyonel derneklerde kadınların kadın adaylara erkeklere göre daha fazla oy verdiğini gösteriyor. Cinsiyet temelli tercihlerin nedenleri incelendi.
Cinsiyet ve oy tercihi arasındaki ilişki
Amerika Birleşik Devletleri’nde Ekonomik Araştırmalar Bürosu (NBER) tarafından yayımlanan bir çalışma, profesyonel derneklerde kadın ve erkek üyelerin oy verme eğilimlerini analiz etti. Çalışma, kadın seçmenlerin kadın adaylara belirgin biçimde daha fazla destek verdiğini, erkeklerin ise bu konuda daha esnek tercihler sergilediğini gösterdi.
Araştırma, Illinois, Michigan State ve Illinois Üniversitesi’nden ekonomistler Alan E. Dillingham, Marianne A. Ferber ve Daniel S. Hamermesh tarafından yürütüldü. Veriler, iki yıl boyunca yapılan dört başkan yardımcılığı seçiminde kullanılan 372 oyun analizine dayanıyor.
Kadın seçmenlerin eğilimi daha net
Çalışmanın en dikkat çekici sonucu, kadın seçmenlerin kadın adaylara olan yüksek desteği. Kadın üyeler, kadın adaylara oy verme olasılığı açısından erkeklere göre çok daha belirgin bir eğilim gösterdi. Buna karşılık erkekler, bazı durumlarda kadın adayları tercih etse de, bu tercih çoğunlukla diğer “benzerlik” unsurlarıyla (örneğin aynı okuldan mezuniyet, aynı alanda çalışma gibi) değişebiliyor.
Erkekler için “benzerlik” etkisi daha belirleyici
Araştırmaya göre erkek seçmenler, adayın cinsiyetinden ziyade, kendisiyle ortak niteliklere sahip adaylara yönelme eğiliminde. Kadınlar ise cinsiyet ortaklığına daha güçlü bir bağ kuruyor. NBER ekonomistleri, bu durumun “dayanışma refleksi” veya “temsilde denge arayışı” ile açıklanabileceğini belirtiyor.
Oy verme davranışının ardındaki “tatlar”
Araştırma, Nobel ödüllü ekonomist Gary Becker’in “ayrımcılık teorisi”ne dayanıyor. Becker’e göre ayrımcılığın temelinde “tatlar” yani kişisel eğilim ve önyargılar bulunuyor. Ancak bu çalışma, doğrudan bu “tatları” ölçerek, cinsiyetin oy verme davranışındaki etkisini istatistiksel olarak ortaya koyan ilk örneklerden biri olarak değerlendiriliyor.
Ekonomistler, geçmişteki birçok araştırmanın yalnızca sonuçlara (örneğin gelir farkları veya atama oranlarına) odaklandığını, ancak ayrımcı tercihin kendisini doğrudan ölçmediğini vurguladı. Bu çalışma ise, seçmenlerin tercihlerini bizzat gözlemleyerek, ayrımcılığın doğrudan göstergelerini ortaya çıkardı.
Kadın adayların kazandığı seçimler
İncelenen dört seçimin üçünde kadın ve erkek adaylar karşı karşıya geldi. Bu üç yarışta kadın adayların ikisi seçimi kazandı. Araştırmacılar, sonuçların yalnızca cinsiyet faktörüne indirgenemeyeceğini, kadın adayların akademik birikim, yayın sayısı ve mesleki deneyim bakımından da güçlü profiller çizdiğini belirtiyor.
Bununla birlikte, aynı dernek içerisindeki erkek adayların da sıklıkla yüksek niteliklere sahip olduğu, dolayısıyla farkın büyük ölçüde seçmen davranışlarından kaynaklandığı düşünülüyor.
Seçmen profili ve veri yöntemi
Araştırmada kullanılan veriler, oy pusulalarının kimlikli biçimde saklandığı bir sistem sayesinde elde edildi. Her seçmen, oy zarflarını imzalayarak gönderdiği için, kimlik bilgileri ile tercihleri eşleştirilebildi. Böylece hem seçmenlerin cinsiyeti hem de adaylarla olan benzerlik dereceleri ölçülebildi.
Ekonomistler, bu yöntemin kişisel önyargıların doğrudan gözlemlenebilmesi açısından son derece nadir olduğunu belirtiyor.
Akademik camiada “temsilde cinsiyet farkı” tartışması
Araştırma, yalnızca ekonomi alanıyla sınırlı olmasa da, genel olarak profesyonel derneklerde kadın temsil oranının düşük olduğu bir dönemde gerçekleştirildi. Bu bağlamda, kadın adayların seçilme şansını artıran “kadın dayanışması” eğiliminin, temsil eşitliğini güçlendirdiği yorumları yapıldı.
Araştırmacılar, çalışmanın amacının “ayrımcılığı ispat etmek” değil, cinsiyet temelli tercihlerin ne ölçüde etkili olduğunu anlamak olduğunu vurguladı.
NBER raporu, cinsiyetin oy verme davranışındaki etkisini doğrudan ölçen nadir akademik çalışmalar arasında yer alıyor. Bulgular, hem akademik hem mesleki örgütlerde temsilde cinsiyet eşitliği tartışmalarına yeni bir boyut kazandırıyor.
Kadınların kadın adaylara daha yüksek destek vermesi, bir yandan dayanışma göstergesi olarak değerlendirilebilirken, diğer yandan seçmen davranışında hâlâ cinsiyetin belirleyici bir faktör olduğuna işaret ediyor.
Kaynak: National Bureau of Economic Research | NBER