Topkapı Sarayı’nda Karaağalar Koğuşu 10 yıl sonra ziyarete açıldı
Topkapı Sarayı Harem Dairesi’ndeki Karaağalar Koğuşu, 10 yıl süren kapsamlı restorasyonun ardından ilk ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.

Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, 17. yüzyıl Osmanlı mimarisinin özgün örneklerinden Karaağalar Koğuşu’nun 10 yıllık restorasyon sürecinden sonra ziyarete açıldığını açıkladı.
Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nin en özgün bölümlerinden Karaağalar Koğuşu, 10 yıl süren çok yönlü restorasyonun ardından ilk kez ziyaretçilere açıldı. 17. yüzyıl ortalarına ait Osmanlı klasik dönem yapısının yeniden hayat bulması, saray yaşamının bilinmeyen yönlerine de ışık tutuyor.
Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, mekanın 1660’lı yıllarda, IV. Mehmet döneminde yaşanan büyük Harem yangını sonrasında inşa edildiğini belirterek, “Bu yapı, Topkapı Sarayı’nın klasik dönemine ait en özgün mekanlardan biri. Restorasyonun ardından ziyaretçiyle buluşturmak bizim için heyecan verici” dedi.
Osmanlı protokolünde önemli bir rol
Karaağalar, Afrika’nın kuzeyinden Osmanlı Sarayı’na getirilen ve haremde görev yapan görevlilerden oluşuyordu. Enderun sistemi içinde önemli bir konuma sahip olan bu grup, özellikle Mekke ve Medine’deki kutsal mekanların hizmetinde bulunmaları ve hayır eserleri ile tanınıyordu.
Koğuşun en üst makamı olan Darüssaade Ağası’nın, Osmanlı protokolünde sadrazamdan sonra gelen kişi olduğuna dikkat çeken Yıldız, bu görevlilerin vakıfları, camileri, hanları ve çeşmeleriyle Osmanlı coğrafyasına iz bıraktığını vurguladı.
Üç katlı mimari düzen
1665’te tamamlanan yapı, üç katlı koğuş sistemiyle dönemin mimari üslubunu yansıtıyor. Karaağalar, küçük yaşta geldikleri koğuşta üst kattaki genel bölümlerde eğitim görüyor, kıdem kazandıkça alt katlara iniyordu. Yapının hemen yanında Darüssaade Ağası’nın mekanının bulunduğu da ifade edildi.
Ziyarete kapalı kalan alan
Yıldız, bu alanın bugüne kadar hiçbir ziyaretçinin göremediği bir mekan olduğunu hatırlatarak, “10 yılı aşkın süredir süren titiz restorasyonun ardından Karaağalar Koğuşu’nu kültürel mirasımıza kazandırıyoruz” dedi.
Restorasyon kapsamında taşınabilir eserler de onarıldı. Ziyaretçilere, koğuşa ait eşyalar, yaşam tarzını ve sistematiğini yansıtan objeler ve vakfiye belgeleri sergileniyor.
İki aşamalı restorasyon
Çalışma, mimari restorasyonun yanı sıra taşınabilir eserlerin konservasyonunu da içerdi. Vakfiyeler ve belgeler, duvarlara işlenmiş bilgi panoları ve ekranlar aracılığıyla ziyaretçilerle paylaşılıyor.
Haremde restorasyonlar sürüyor
Milli Saraylar, haremdeki restorasyon çalışmalarını diğer bölümleri ziyarete kapatmadan sürdürüyor. Yıldız, Cüceler Koğuşu’nun restorasyonunun da ilerlediğini ve yakında açılacağını, Kadın Efendiler Daireleri’ndeki çalışmaların ise hassas süsleme ve çini işçiliği nedeniyle özenle devam ettiğini aktardı.
Yeni alanlar açılacak
Geçtiğimiz aylarda Ahmet Odası ve Yemiş Odası’nın gezi güzergahına eklendiğini hatırlatan Yıldız, haremdeki tüm alanların peyderpey ziyarete açılacağını söyledi.
Kaynak: Milli Saraylar