Akıllı sınırlar küresel ekonomiye 401 milyar dolar kazandırabilir
WTTC ve SITA’nın yeni raporu, dijital sınır yönetiminin 2035’e kadar küresel ekonomiye 401 milyar dolar katkı sağlayabileceğini ve 14 milyon yeni istihdam yaratabileceğini ortaya koydu.

WTTC akıllı sınırlar raporu, dijitalleşme ve biyometriyle 2035’e kadar 401 milyar dolar ek gelir ve 14 milyon yeni iş yaratılabileceğini gösteriyor.
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) ile SITA tarafından hazırlanan yeni rapor, akıllı sınırlar yaklaşımının küresel ekonomiye dev katkı sağlayabileceğini ortaya koydu. “Better Borders” başlıklı çalışmaya göre, dijitalleşen sınır yönetimi 2035 yılına kadar küresel ekonomiye 401 milyar dolar ek gelir kazandırabilir ve G20, AB ve Afrika Birliği ülkelerinde 14 milyon yeni istihdam yaratabilir.
Rapor, dijital kimlikler, biyometrik sistemler ve akıllı vize süreçlerinin güvenliği artırırken turizmi güçlendirebileceğini, bunun da ulusal ekonomiler için stratejik değer taşıdığını vurguluyor.
Dijital dönüşümle güçlenen sınırlar
WTTC raporu, sınır yönetiminin artık bir güvenlik konusu olmanın ötesinde ekonomik bir strateji haline geldiğini belirtiyor. Turizm ve seyahat sektörünün 2035’te küresel GSYH’nin 16,5 trilyon dolarına ulaşması ve dünya istihdamının yüzde 12,5’ini oluşturması bekleniyor.
Rapor, altı ilke ve on sekiz öneriyle sınır geçişlerini hem daha güvenli hem de daha hızlı hale getirmeyi hedefliyor. En önemli öneriler arasında vizelerin ve seyahat izinlerinin tamamen dijitalleşmesi, biyometrik teknolojilerin yaygınlaştırılması ve dijital kimliklerin kullanımı yer alıyor.
Ayrıca, turizm, güvenlik ve finans kurumları arasında daha güçlü iş birliği kurulması, yolcuların varış öncesi ön kontrol süreçlerinden geçirilmesi ve dijital iletişim kanallarıyla seyahat deneyiminin iyileştirilmesi tavsiye ediliyor.
“Teknolojiyle hem güvenli hem hızlı sınırlar mümkün”
WTTC Geçici CEO’su Gloria Guevara, teknolojinin artık sınır geçişlerinde çifte kazanç yarattığını vurguladı:
“Teknoloji, hem daha güçlü hem de daha akıcı sınırlar yaratmayı mümkün kılıyor. Dijital kimlikler, biyometri ve ileri veri sistemleriyle ülkeler seyahatleri hızlandırırken güvenliği de artırabilir.”
SITA Sınır Yönetimi Kıdemli Başkan Yardımcısı Pedro Alves ise verinin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını belirtti:
“Sınırlar artık dinamik, entegre ve kesintisiz olmalı. Güvenilir kimlik verileri sayesinde hükümetler daha hızlı hareket edebilir, kaynaklarını daha etkin kullanabilir. Bu sadece güvenlik değil; turizm, ticaret ve yolcu deneyimi için de kritik.”
Başarılı uygulamalardan örnekler
Rapor, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Avustralya’nın dijital dönüşüm sayesinde sağladığı kazanımları örnek gösteriyor.
ABD Gümrük ve Sınır Koruma Birimi, 238 havalimanında biyometrik yüz tanıma teknolojisiyle yolcu girişlerini hızlandırıyor.
BAE, yapay zekâyla vize işlem sürelerini saatler seviyesine indirdi; sistem, başvuruların doğru ve hızlı tamamlanmasını sağlıyor.
Avustralya’da SmartGate teknolojisiyle yapılan yüz tanıma uygulamaları sayesinde sınır geçiş süreleri büyük ölçüde azaldı. Haziran 2025 itibarıyla ülkeye gelen yolcuların yüzde 79’u bu sistemi kullanabiliyor.
Bu örnekler, dijitalleşmenin sınır verimliliğini artırırken ekonomik büyümeye doğrudan katkı sağladığını gösteriyor.
Geleceğin seyahati sınırda başlıyor
WTTC ve SITA raporuna göre, yolcuların yüzde 75’i biyometrik sistemleri manuel işlemlere tercih ediyor; yüzde 85’i ise daha hızlı geçiş için kişisel verilerini önceden paylaşmaya istekli.
Rapor, hükümetleri akıllı sınırlar için harekete geçmeye çağırıyor. Güvenlik ile seyahat kolaylığını dengeleyen bu sistemlerin, ekonomik ve sosyal getirileri yüksek bir yatırım olduğu vurgulanıyor.
WTTC’nin ifadesiyle “geleceğin seyahati sınırda başlıyor” – ve bu dönüşüm, dijital güven ve verimlilikle şekilleniyor.
Kaynak: Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi