Cittaslow hareketi: Sakin şehirlerin turizmle imtihanı

Sakin şehirler, turizmin artan baskısı altında kimliklerini koruyabilir mi? Uzman görüşleri ve çözüm önerileri haberimizde.


Sakin şehirler olarak bilinen Cittaslow üyesi destinasyonlar, turizmin baskısı altında kimliklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yerel halkın huzuru, ekonomik fayda ve sürdürülebilirlik arasında nasıl bir denge sağlanabilir?

Sakin şehirlerin turizmle mücadelesi
Türkiye’de Cittaslow unvanını taşıyan 21 destinasyon, benzersiz doğası ve yerel değerleriyle dikkat çekerken, turizm talebindeki artış bu şehirlerin geleceğini tartışmaya açıyor. 2023 yılı itibarıyla Seferihisar, Akyaka, Gökçeada ve Halfeti gibi şehirler, artan turistik ilgi nedeniyle sürdürülebilirlik ve sakinlik ilkeleri arasında sıkışmış durumda.

Hızla büyüyen turizm baskısı
Sakin şehir unvanı, turizme yönelik bir pazarlama aracı olarak görüldüğünde, bu şehirlerin kimliği zarar görebiliyor. Örneğin, Seferihisar’da 2009’da 28 bin olan nüfus, 2020’de 48 bine ulaşırken, otel sayısı 15’ten 163’e çıktı. Ancak bu büyüme, yerel halk için sorunlara yol açtı. Gökçeada’da yaşayan bir sakin, “Turizm sezonunda araç trafiği nedeniyle adada bir yere ulaşmak büyük bir mücadeleye dönüşüyor. Ayrıca yerel halk için ev kiraları ve yaşam maliyetleri ciddi şekilde arttı,” diyerek durumu özetliyor.

Yerel yönetimlerin rolü
Uzmanlar, Cittaslow unvanına sahip yerlerde turizmin kontrollü şekilde yürütülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Bir akademisyen, “Yerel yöneticiler genellikle bu unvanı bir pazarlama stratejisi olarak görüyor. Ancak, bu yaklaşım uzun vadede hem yerel halkın huzurunu hem de turizmin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor,” dedi. Cittaslow hareketinin temel ilkeleri olan çevre koruma ve yerel değerlerin yaşatılması ancak somut planlamalarla mümkün.

Sakin şehirlerden örnekler
Seferihisar ve Akyaka, yoğun turist talebi nedeniyle büyük baskı altında. Gökçeada’da yaz aylarında adaya giriş yapan araç ve turist sayısı, altyapının taşıma kapasitesini aşıyor. Bu durum hem sakin şehir kimliğini zedeliyor hem de halkın huzurunu tehdit ediyor. Seferihisar’daki bir otel sahibi, “Biz sakinliği satıyoruz ama yaz aylarında burası İstanbul’un yoğun caddelerini aratmıyor,” diyerek paradoksal durumu ifade ediyor.

Sürdürülebilirlik ve çözüm önerileri
Cittaslow hareketinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilmesi için uzmanlar şu önerileri sunuyor:

Turist taşıma kapasitesi: Turist sayısının, şehirlerin altyapısına uygun şekilde sınırlandırılması.
Yerel kültürün korunması: Geleneksel festivallerin ve yerel ürünlerin, ticari kaygılardan uzak şekilde düzenlenmesi.
Eğitim ve farkındalık: Hem yerel halk hem de turistlerin sakin şehir felsefesi konusunda bilinçlendirilmesi.
Denetimler ve planlama: Yeni yapılaşmaların ve büyük otel zincirlerinin bölgelere girişinin sınırlandırılması.
Sakin şehirlerin geleceği
Sakin şehirler, sadece doğa ve huzur arayanlar için birer sığınak değil, aynı zamanda yerel değerlerin korunduğu örnek alanlar olmalıdır. Ancak, bu şehirlerin kimliği, sürdürülebilir turizmin hayata geçirilmesiyle korunabilir. Aksi halde, uzmanların da belirttiği gibi, “sakin şehir” unvanı sadece bir etiket olmaktan öteye geçemez

Kaynak: Coğrafya Dergisi

Yayınlama: 25.01.2025 22:08
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.