COP31 hazırlıkları Meclis gündeminde
Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, 2026’da Türkiye’de düzenlenecek COP31 İklim Zirvesi’nin hazırlık süreci, bütçesi ve şeffaflığı hakkında Çevre Bakanı Murat Kurum’a 11 soruluk önerge sundu.

Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Türkiye’nin 2026’da ev sahipliği yapacağı COP31 İklim Zirvesi’nin hazırlıkları, ETS sistemi ve iklim politikalarının şeffaflığı hakkında Çevre Bakanı Murat Kurum’a soru önergesi verdi.
Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, 2026 yılında Türkiye’de düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı (COP31) hazırlıklarının detaylarını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a yönelttiği 11 soruluk yazılı önergeyle Meclis gündemine taşıdı.
Ekmen, önergesinde Türkiye’nin COP31 ev sahipliğini “önemli bir diplomatik adım” olarak nitelendirirken, sürecin aynı zamanda ülkenin iklim politikalarındaki şeffaflık ve uygulama performansı açısından bir sınav olduğunu belirtti.
“İklim politikalarında şeffaflık eksikliği var”
Milletvekili Ekmen, Türkiye’nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı (NDC) belgesinin BM İklim Sekretaryası’na sunulmasına rağmen kamuoyuyla açık ve anlaşılır biçimde paylaşılmadığını vurguladı. “Sektör bazlı emisyon azaltım hedefleri, uygulama planları ve finansman stratejileri kamuoyuna açıklanmadı” diyen Ekmen, şeffaflık eksikliğinin ulusal iklim politikalarına gölge düşürdüğünü ifade etti.
Temmuz 2025’te yürürlüğe giren İklim Kanunu ile yasal zemini oluşturulan Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) hakkında da bilgi talep eden Ekmen, “Pilot uygulamaların 2026’da başlayacağı söyleniyor, ancak sistemin yürürlüğe gireceği tarih hâlâ net değil” dedi. ETS’nin kapsadığı sektörler, karbon tahsisat yöntemleri ve MRV (izleme, raporlama, doğrulama) sisteminin durumu hakkında kamuoyuna açıklama yapılmadığını belirtti.
Yerel katılım ve hazırlık süreci sorgulandı
Ekmen, Türkiye’nin COP31 hazırlık sürecinde yerel yönetimlerin, akademik çevrelerin ve sivil toplumun dışlandığı yönündeki eleştirileri gündeme getirdi. Ev sahipliği yapacak şehrin belirlenme kriterleri, altyapı yatırımları ve bütçe planlamaları hakkında da bilgi istedi.
Önergede, “Türkiye bu süreci yalnızca bir prestij unsuru olarak değil, iklim eyleminin ulusal ve yerel düzeyde güçlendirilmesi için bir fırsat olarak değerlendirmelidir” ifadelerine yer verildi. Ekmen ayrıca, iklim adaleti, toplumsal cinsiyet eşitliği, kırılgan grupların temsili ve bölgesel kapsayıcılık politikalarının detaylarını da sordu.
“COP31 vitrinden öteye geçmeli”
Milletvekili, COP31’in Türkiye için yalnızca bir organizasyon değil, aynı zamanda emisyon azaltımı, adaptasyon, teknoloji transferi ve iklim finansmanı taahhütlerinin güçlendirilmesi açısından bir dönüm noktası olması gerektiğini vurguladı.
Ekmen, “Bakanlık bu zirveyi bir vitrin başarısı olmanın ötesine taşıyarak, ulusal iklim politikasının şeffaflaşması ve hızlandırılması yönünde nasıl bir planlama yapmaktadır?” sorusunu yöneltti.
COP31’in Türkiye’de düzenlenecek olması, ülkenin uluslararası çevre diplomasisinde yeni bir dönemi başlatması bekleniyor. Ancak hazırlık sürecine ilişkin şeffaflık, katılım ve finansman konularındaki tartışmalar sürüyor. DEVA Partisi’nin önergesi, iklim politikalarının yalnızca küresel taahhütlerle değil, iç uygulama kapasitesiyle de değerlendirileceği bir döneme işaret ediyor.
Kaynak: TBMM