Halikarnas Balıkçısı mavi yolculuğun ilk rotasını çizdi
Erhan Berkmen yazdı :Türk turizmini Bodrum’dan başlatan Halikarnas Balıkçısı, mavi yolculuğu tanıttı, yaşattı ve ölümsüzleştirdi.

Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı, Türkiye’de mavi yolculuk turizminin öncüsü oldu. Ege ve Anadolu’yu dünyaya tanıtan bir kültür elçisi olarak anılıyor.
Cevat Şakir Kabaağaçlı – ‘Halikarnas Balıkçısı’, 17 Nisan 1890 yılında Girit’te doğmuş; babası Türkiye’nin Atina sefiri olmuş, Robert Koleji’nin ardından Oxford Üniversitesi’nde Yakın Çağlar Tarihi okumuştur. İstanbul’a döndüğünde Resimli Ay, İnci gibi dergilerde yazılar yazmış, kapak resimleri, süslemeler ve karikatürler çizmiştir. 1. Dünya Savaşı esnasında, asker kaçaklarının kendiliklerinden teslim olmalarına rağmen yargılanmadan asıldıklarını yazdığı için Bodrum’da 3 yıl kalebentliğe mahkûm edilmiş; Bodrum’a vardığında 34 yaşındaymış.
84 yıllık ömrüne birçok şeyi sığdıran Halikarnas Balıkçısı, mütevazı hayatını şu sözlerle özetliyor: “Bodrum’da kaldım, yazdım, çiçek, ağaç ve meyve ağacı yetiştirdim.”
Cevat Şakir Kabaağaçlı kimdir?
Cevat Şakir Kabaağaçlı, Türkiye’de turizmi başlatan; usta bir yazar, sanatçı ve kültürel elçidir. Türkiye’de turizm, onun öncülüğünde başlayan ‘Mavi Yolculuk’ ile şekillenmiştir. Günlük, birkaç gün ya da haftalar süren deniz seyahati ve tatil fikrini gösteren, yaşatan ve öğreten kişi Halikarnas Balıkçısı’nın bizzat kendisidir.
Tanıdığı ya da tanımadığı birçok kişiyi Bodrum’a davet ederek ‘Mavi Yolculuğu’ tanıtmış ve sevdirmiştir. Sabahattin Eyüboğlu, Cengiz Bektaş, Ruhi Su, Aziz Nesin ve Türkan Saylan bu isimlerden sadece birkaçıdır.
Halikarnas Balıkçısı, Bodrum’da balıkçılara balık tutmayı gösteren, yaşatan ve öğreten kişidir. Cevat Şakir, Bodrum’a ‘Merhaba’ demeyi ve bu sözcüğü kendisiyle özdeşleştirmeyi bilmiştir.
Bodrum’un girişinde, yollarında ve meydanlarında gördüğünüz çiçek, bitki ve ağaçlar; Kabaağaçlı tarafından yurtiçi ve yurtdışından getirilmiş, denenmiş ve başarıyla uygulanmıştır. Bodrum çevresi ve yamaçlarındaki portakal, mandalina ve greyfurt fidanları yine onun elleriyle dikilmiş, bakılmış ve meyve vermiştir.
Bodrum Kalesi mutlaka Halikarnas Balıkçısı’nın katkılarını görmüştür. Bir zamanlar harabe durumunda olan bu ortaçağ yapısı, gerekli özenle onarılmış ve Türkiye’de turizmin bir sembolü haline gelmiştir.
1930-1970 yılları arasında kaleme aldığı 26 kitapla Türkiye’yi Ege ile, denizle, kültür ve tarihle buluşturmuştur. Aganta Burina Burinata, Turgut Reis, Uluç Reis, Mavi Sürgün ve Anadolu’nun Sesi bunlardan sadece birkaçıdır.
Halikarnas Balıkçısı, yılmadan ve usanmadan Bodrum’dan gazete ve dergilere yazılar, hikâyeler ve haberler göndermeye devam etmiştir.
Batı uygarlığının kökeninin Anadolu uygarlığı olduğunu savunmuş ve bu düşüncenin yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Dört dilde çeviri yapabilen bir dil ustasıydı; Bodrum’a gelen yabancı turistlere, hatta Bodrumluların bile bilmediği tarihî olayları ve hikâyeleri ana dili gibi anlatırdı.
13 Ekim 1973’te, Bodrum Gümbet’te Türbe Tepesi’ne tüm Bodrum halkının katılımıyla defnedilmiştir.
Kıssadan hisse:
Bir yerleşimi köy, kasaba ya da şehir yapan; hatta bir ülkeyi şekillendiren, onun yetiştirdiği yazarlar, sanatçılar, bilim insanları ve kültür elçileridir. Günümüzde birçok şehrimiz turizmde birbiriyle yarışır durumda. Arkeolojik zenginlikler, doğa güzellikleri, gastronomi, kamp ve karavan alanları ön plana çıkarken, bir yenisini de buraya ekleyelim mi: “o yerleşimin insanları.” Cevat Şakir Kabaağaçlı, Orhan Veli, Cahit Sıtkı Tarancı gibi isimlerle haftalara yayılan, yerel kültürün bir parçası olarak düzenlenecek anma günleri ve temalı tur programları; ülkemizin zenginliğini yaşatan çok değerli katkılar olacaktır.