Şahin Öztop Türkiye turizminin geleceğini anlattı

Turizm Politika Gazetesi’ne konuşan Şahin Öztop, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve yerel kalkınma odaklı yeni turizm anlayışını değerlendirdi.

Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik üzerine değerlendirmeler
Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik üzerine değerlendirmeler


Turizmci Şahin Öztop, Turizm Politika’ya verdiği röportajda dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve kültürel mirasın Türkiye turizmine etkilerini anlattı.

Türkiye turizmi son yıllarda büyük bir dönüşüm içinde. Dijital platformların yükselişi, değişen turist profilleri ve artan rekabet ortamı, klasik turizm anlayışını hızla değiştiriyor. Turizm Politika Gazetesi olarak bu dönüşümü ve sektörün geleceğini, turizm camiasının deneyimli ismi Şahin Öztop ile konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Uzun yıllardır turizm sektörünün içindeyim. Özellikle seyahat acenteciliği, otel işletmeciliği ve alakart restoran alanlarında RAIN markasını oluşturduk. Türkiye’nin birçok bölgesinde turizm potansiyeline yönelik gözlemlerim oldu. Son yıllarda ise dijital turizm, yerel kalkınma ve sürdürülebilirlik temelli çalışmalara yöneldim. Özellikle yöresel şiveler ve yerel kültürler beni çok mutlu ediyor.

2025 yılı itibarıyla Türkiye turizmini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye turizmi artık “misafir ağırlama” değil, “deneyim sunma” aşamasına geldi. Ancak bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için dijitalleşme, çevre bilinci ve nitelikli insan kaynağına daha fazla önem vermemiz gerekiyor.

Turizmin sadece Antalya veya İstanbul’la sınırlı kalmaması; tüm Anadolu’ya yayılması lazım. Her köy, her kasaba kendi hikayesini anlatmalı.

Şahin Öztop
Şahin Öztop

TÜRSAB seçimleri ve 1618 sayılı yasa çok konuşuluyor. Sizin görüşünüz nedir?

TÜRSAB’ın yeni dönem seçimleri, sektörün geleceği açısından kritik önemde. 1618 sayılı yasa yıllardır bir çatı görevi gördü; ancak artık günümüz koşullarına tam uymuyor.

Dijital seyahat platformları, yeni acente modelleri ve D-belge tartışmaları derken sistemin yenilenmesi şart hale geldi. Yeni düzenleme şeffaf, adil olmalı; acenteleri dışlamadan, dijital platformlarla dengeli bir ilişki kurmalı.

Dijitalleşme turizmi nasıl etkiliyor sizce?

Eskiden broşür dağıtırdık, şimdi bir video binlerce kişiye ulaşıyor. Dijital rezervasyon sistemleri, online tanıtımlar, yapay zekâ destekli seyahat planlama artık hayatımızın bir parçası.

Ama teknoloji kadar önemli olan bir şey daha var: insan teması. Çünkü turizm duygudur. Dijitalleşirken bu insani tarafı kaybetmemek gerekiyor.

Sürdürülebilirlik konusuna da sıkça değiniyorsunuz.

Evet, çünkü turizm doğa, kültür ve insan üzerine kurulu bir sistemdir. Denizini kirleten, köyünü betonlaştıran bir turizm anlayışı uzun ömürlü olamaz.

Yerel üreticiyi destekleyen, doğayı koruyan, kültürel mirasa saygılı bir model kurulmalı. Bu sadece çevre meselesi değil, ekonomik sürdürülebilirliğin de temelidir.

Yabancı dil bilmek turizmde ne kadar önemli?

Turizm, iletişim üzerine kurulu bir sektördür. Bir turistin güven duyması, anlaşılmasıyla başlar.

Yabancı dil bilmek sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda saygı göstergesidir. İngilizce, Almanca, Rusça veya Arapça fark etmez — her dil bir kapı açar.

Gençlerin en az bir, tercihen iki yabancı dili akıcı konuşması artık mesleki bir zorunluluktur.

Kendi tecrübelerimden bunu defalarca gördüm. Bir İngiliz grupla Mersin’in Mut bölgesine gitmiştik. Yörük köylerinden birine misafir olduk. İngiliz misafirlerimiz köydeki samimiyeti ve doğallığı çok sevdi. Ancak asıl güzellik, köylülerin birkaç kelimeyle bile olsa iletişim kurmaya çalışmasıydı.

O anda fark ettim ki, bir dil bilmek sadece konuşmak değil, kültürleri birbirine yaklaştırmaktır. Dil, turizmin görünmeyen köprüsüdür.

Genç girişimcilere ne önerirsiniz?

Gençler yenilikten korkmasın ama sabırlı da olsunlar. Turizm sadece otel işletmeciliği değildir; gastronomi, ekoturizm, dijital medya, ulaşım ve kültürel turlar gibi çok geniş bir alan.

Önemli olan fark yaratmak ve yerel değerlere sahip çıkmak. Türkiye’nin turizm potansiyeli hâlâ tam kullanılmadı; fırsatlar çok.

Yabancı dil bilen, teknolojiye hâkim ve yerel kültürünü tanıyan gençler, geleceğin turizm liderleri olacak.

Son olarak okurlarımıza bir mesajınız var mı?

Turizm sadece ekonomik bir faaliyet değil; aynı zamanda kültürler arası barışın ve insanlık bağının aracıdır.

Biz bu köprüyü güçlendirmeliyiz. Birlikte çalışarak daha adil, daha sürdürülebilir bir turizm modeli oluşturabiliriz.

Kaynak: Röportaj

Yayınlama: 20.10.2025 10:30
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Moses dedi ki:

    Sahin bey burda gercekleri anlatmiş tesekur ederiz .moses