TÜRSAB genel kurulda adil seçim çağrısı
TÜRSAB’ın 26. genel kurulu öncesi Nezih Hacıalioğlu, delege listelerinde isim şeffaflığı ve ulaşım konaklama desteğinde eşitlik çağrısı yaptı.

TÜRSAB genel kurul öncesi Nezih Hacıalioğlu, delege listelerinde isim şeffaflığı ve ulaşım konaklama desteğinde eşitlik istedi.
TÜRSAB genel kurul öncesi şeffaflık ve adalet vurgusu öne çıktı. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) 22–23 Kasım’da yapılacak 26. Olağan Genel Kurulu öncesinde, başkan adayı Nezih Hacıalioğlu, seçim sürecinin demokratik ve eşit koşullarda yürütülmesi için bir dizi itirazda bulundu. Hacıalioğlu, delege listelerinde oy kullanacak kişilerin isimlerinin açıklanmamasını ve İstanbul dışından gelecek üyeler için ulaşım ile konaklama desteğine dair belirsizliği eleştirdi.
Hacıalioğlu, bu iki konuda İstanbul Beşiktaş İlçe Seçim Kurulu’na resmî başvuru yaptıklarını duyurarak, “seçim sürecinin adil ve şeffaf olması” için mücadele edeceklerini vurguladı. Mevcut uygulamaların 5362 sayılı kanun hükümlerine aykırı olduğunu belirten Hacıalioğlu, bu durumun seçim güvenliğine zarar verdiğini söyledi.
Ayrıca geçmiş yıllarda alınan genel kurul kararlarına rağmen bu dönem şehir dışından gelecek delegeler için herhangi bir ulaşım veya konaklama desteğinin duyurulmamasının eşitlik ilkesini ihlal ettiğini dile getirdi. İddialara göre mevcut yönetim, yalnızca belirli delegelere iki gecelik otel ve uçak bileti sağlayarak sürecin tarafsızlığını zedeledi.
Nezih Hacıalioğlu, tüm üyeleri 22–23 Kasım’da yapılacak genel kurula katılmaya davet ederek, “mesleğimizin geleceği için sandığa gelin” çağrısında bulundu. Hacıalioğlu’nun bu çağrısı, yalnızca kişisel bir talep değil; TÜRSAB’da uzun süredir tartışılan katılım ve şeffaflık sorunlarına yönelik kurumsal bir uyarı olarak değerlendirildi.
Meslek kuruluşlarında şeffaflık ihtiyacı
TÜRSAB’ta yaşanan tartışma, Türkiye’deki meslek kuruluşlarının genel sorunlarını da yansıtıyor. Kamu kurumu niteliğindeki birliklerde, şeffaflık, demokratiklik ve hesap verebilirlik konuları yıllardır gündemde. Prof. Dr. Ömer Çaha’nın alan araştırmasına göre, üyeler çoğunlukla yönetime katılım ve seçim süreçlerinin adil yürütülmemesinden şikâyetçi.
Çalışmalarda, birçok meslek örgütünde seçimlere katılım oranlarının yüzde 50 civarında seyrettiği, üyelerin önemli bir kısmının genel kurullara katılmadığı görülüyor. Bu durum, yönetime gelen kadroların temsil meşruiyetini zayıflatıyor. Bu nedenle, seçim süreçlerinin geniş katılımlı, açık ve şeffaf biçimde yürütülmesi, örgüt içi demokrasinin en önemli göstergesi kabul ediliyor.
Genel kurul ve seçimlere katılımda çok daha düşük bir orana sahip olanTÜRSAB özelinde de Nezih Hacıalioğlu’nun talepleri, üyelerin karar süreçlerine etkin katılımı ve yarışın eşit koşullarda gerçekleşmesi için kurumsal şeffaflığın sağlanması gerektiğini ortaya koyuyor.
Delege listelerinde isim eksikliği
TÜRSAB, 1618 sayılı Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’na tabi bir kurum olsa da genel kurul süreçlerinde 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu hükümleri uygulanıyor. Bu düzenlemeye göre, genel kurul listelerinde oy kullanacak kişilerin adı, soyadı ve kimlik bilgilerinin yer alması zorunlu.
Mevcut yönetimin yayımladığı listede yalnızca acenta ticari unvanlarının bulunması, kimlik tespiti ve temsil doğrulaması açısından hukuka aykırı görülüyor. Hacıalioğlu’nun İlçe Seçim Kurulu’na yaptığı itirazda, listelerin isim bilgilerini içerecek şekilde düzeltilmesi istendi. Bu talep, hem yasal zorunluluğun yerine getirilmesini hem de seçim sürecinde olası mükerrer veya yetkisiz oy kullanımının önlenmesini amaçlıyor.
TÜRSAB’ın 2019’daki 24. Genel Kurulu öncesinde yayımladığı duyuruda, delege listelerinin isimli biçimde ilan edilmesi yönünde örnek bir uygulama yapılmıştı. Bu durum, bugünkü tartışmanın yasal dayanağını güçlendiriyor.
Eşitlik ilkesi ve ulaşım desteği
TÜRSAB üyelerinin Türkiye geneline yayıldığı göz önüne alındığında, İstanbul dışından gelecek delegelerin ulaşım ve konaklama desteği konusundaki belirsizlik, seçim sürecinin önemli bir parçası haline geldi. 2019’daki genel kurulda alınan karara göre, şehir dışı üyelerin masraflarının belirli limitlerle karşılanması kabul edilmişti. 2022 yılında yapılan genel kurulda da bu karar uygulanarak destek miktarları açıkça ilan edilmişti.
Ancak bu yıl aynı açıklama yapılmadı. Camia içinde farklı açıklamaların paylaşılması bilgi kirliliği yaratırken, yalnızca belirli delegelere otel ve uçak rezervasyonu sağlandığı iddiaları eşitlik tartışmalarını büyüttü. Hacıalioğlu, “Eğer destek verilecekse herkese duyurulsun; verilmeyecekse kimseye özel uygulama yapılmasın” diyerek, fırsat eşitliği vurgusu yaptı.
Eşitlik ilkesi, aynı haklara sahip üyelerin aynı muameleyi görmesini öngörüyor. TÜRSAB gibi kamu niteliği taşıyan kurumlarda bu ilkenin ihlali, ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendiriliyor. Dolayısıyla, desteklerin sadece belli gruplara sağlanması seçim sürecine gölge düşürüyor.
Nezih Hacıalioğlu’nun girişimleri, Binlerce TÜRSAB üyesinin iradesinin özgür ve adil biçimde sandığa yansımasını amaçlıyor. Delege isimlerinin açıkça ilan edilmesi, eşit koşullarda destek sağlanması ve seçim sürecinin şeffaf yürütülmesi, hem üyelerin güvenini hem de kurumun itibarını güçlendirecek.
TÜRSAB 26. Olağan Genel Kurulu, yalnızca bir başkanlık yarışından ibaret değil; aynı zamanda meslek örgütlerinde demokratik katılımın geleceğini şekillendirecek bir sınav olarak görülüyor. Şeffaflık, eşitlik ve hesap verebilirlik ilkeleriyle yürütülecek bir seçim, TÜRSAB’ın kurumsal gücünü artıracak ve sektörde birlik duygusunu pekiştirecek.
TÜRSAB 26. Dönem başkan adayı M. Nezih Hacıalioğlu’nun açıklaması :
Kaynak: Nezih Hacıalioğlu açıklama

